Donald Trump’ın Amerika Birleşik Devletleri’nin 45. Başkanı olarak göreve başlaması, ülke genelinde büyük bir heyecan ve belirsizlikle karşılandı. 20 Ocak 2017 tarihinde görevi devralmasının ardından, Trump’ın ilk 100 günü, politikaları, açıklamaları ve icraatları bakımından tarih yazdı. Bu süreçte neler yaşandı, Trump hangi adımları attı ve bu adımların Amerika ve dünya üzerindeki etkileri neler oldu? İşte Trump'ın ilk 100 günde gerçekleştirdiği önemli icraatlar ve bunların değerlendirilmeleri.
Trump, göreve başlar başlamaz ekonomik reform iddialarını gündeme getirdi. Özellikle vergilerin düşürülmesine yönelik attığı adımlar, iş dünyasında büyük bir yankı uyandırdı. 2017’nin Ocak ayında, Cumhuriyetçi Parti'nin önderliğinde planlanan vergi indirimleri için çalışmalar hız kazandı. Trump yönetimi, şirketler üzerindeki vergilerin azaltılması ve ekonomik teşvik sağlanması gibi girişimlerle istihdam artışına katkı sağlamayı hedefledi. Bu bağlamda, birçok büyük şirketin yatırım kararlarını gözden geçirdiği ve yeni istihdam olanakları sunmaya başladığı görülüyor. Örneğin, Ford'un Michigan’daki tesisine yapacağı yatırım, Trump'ın bu alandaki politikalarının bir göstergesi oldu.
Ayrıca, Trump’ın sağlık reformu konusunda attığı adımlar dikkat çekiciydi. ObamaCare olarak bilinen sağlık reformunun iptali, Trump’ın öncelikli hedeflerinden biri haline geldi. Hükümet, bu reform aracılığıyla sağlık sigortası masraflarını azaltmayı ve daha fazla insana ulaşmayı amaçladı. Ancak bu süreçte birçok muhalefetle karşılaşan Trump, sağlık sistemini yeniden yapılandırma çabalarını sürdürecek gibi görünüyor.
Trump yönetiminin dış politikası, uluslararası arenada ses getiren bir diğer önemli konu oldu. Aynı zamanda güçlü bir lider imajı çizmeyi hedefleyen Trump, birçok ülkedeki siyasi liderlerle görüşerek ilişkileri geliştirmeye çalıştı. Özellikle Çin ile olan ticaret ilişkilerine yönelik attığı adımlar, Trump’ın iddialarını destekleyen bir başka önemli faktör haline geldi. Amerika'nın ticaret politikalarında değişiklikler yaparak ticaret açığını azaltmayı hedefleyen Trump, Çin ile yürütülen ticaret müzakereleriyle bu hedefe ulaşabileceğini savundu.
Ayrıca, Trump’ın NATO hakkındaki eleştirileri ve savunma harcamalarının artırılması çağrıları da gündemdeki yerini korudu. Bu anlamda, Avrupa ülkelerine olan öğütleri, Transatlantik ilişkilerde bir tür dönüm noktası haline gelmiş durumda. Ancak, etkileri hala belirsizliğini koruyor ve uluslararası düzenin bu çok yönlü değişimi, hem Amerikan hem de global düzeyde ilgiyle takip ediliyor.
Sonuç olarak, Trump’ın ilk 100 gününde attığı adımlar, sadece Amerika'nın iç dinamiklerini etkilemekle kalmadı, dünya genelinde de yankı buldu. Bu dönemdeki ekonomik, sosyal ve dış politikada yaşanan gelişmeler, Trump’ın gelecekteki icraatlarının ne yönde şekilleneceğine dair ipuçları sunuyor. Ancak bu süreçte karşılaşılan zorluklar ve muhalefet, Trump yönetiminin karşısındaki en büyük engellerden biri olmayı sürdürüyor. Dolayısıyla, Trump’ın ilk 100 günde elde edilen başarılar ve atılan adımlar, ileride daha büyük değişimlerin habercisi olabilir. Bu, hem Trump için hem de dünya için önemli bir dönüm noktasıdır ve gelişmelerin uzun vadede nasıl bir etki yaratacağı merakla beklenmektedir.