İstanbul’un tarih kokan sokaklarında, geçmişin izlerini taşıyan pek çok dükkan bulmak mümkün. Ancak 10 metrekarelik bir alan içinde tarihi saatleri tamir eden bir ustanın hikayesi, belki de bunların en dikkat çekici olanı. Ali Çelik, yıllardır eski saatleri tamir ederek hem kaybolmaya yüz tutmuş bir mesleği yaşatıyor hem de bu eski parçaların hikayelerini yeniden canlandırıyor.
Yüzyıllar boyunca zamanı ölçmek ve anı biriktirmek için kullanılan saatler, yalnızca işlevsellikleri ile değil, arka plandaki hikayeleri ve mekanizmaları ile de büyük bir anlam taşıyor. Hemen hemen herkesin hayatında en az bir kez sahip olduğu eski bir saat bulunur. Ancak zaman geçtikçe bu aletlerin bakımının yapılmadığı, bırakıldığı ya da bir kenara atıldığı gerçeğini de göz ardı etmemek gerekiyor. İşte bu noktada devreye Ali Çelik giriyor. 30 yıldır bu mesleği icra eden Çelik, ilerleyen teknolojinin elinde unutturduğu tüm o muhteşem tasarımlar ve mekanizmalara yeniden hayat veriyor.
Ali ustanın dükkanının kapısından içeri adım attığınız anda, eski zamanların büyüsünü hissediyorsunuz. Duvarlarda asılı olan antique saatler, gümüş kadranlar, ahşap kasalar… Her biri kendine has bir hikaye barındırmakta. Çelik, gelen her eski saati incelerken dikkatle anlatıyor: “Bu saat, 1920 yılına ait bir Londra yapımı. Göz alıcı bir tasarımı var. İşçilik, o dönemde oldukça ileri düzeydeydi.” Dükkanındaki her saat, bir zaman yolculuğu niteliği taşıyor ve her biri yaşayan bir tarih parçası.
Günümüzde birçok meslek yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Özellikle el işçiliği ve geleneksel zanaatlar, modern teknolojinin getirdiği yeniliklerle hunharca yok edilmektedir. Ancak, Ali Çelik gibi sürdürmeye kararlı ustalar sayesinde bu gelenekler bir nebze de olsa yaşatılmakta. “Eski saatleri tamir etmek, bir sanat. Her bir mekanizmayı yeniden canlandırmak ve doğru bir şekilde çalışır hale getirmek, büyük bir titizlik gerektiriyor,” diyor Çelik. Dükkanında, her yaştan müşteriye ulaşmayı başardığını söyleyen ustamız, özellikle gençlerin bu mesleğe yönelim göstermesinin kendisi için umut verici olduğunu belirtiyor.
Ali Çelik dükkanında yalnızca saat tamiri yapmıyor. Aynı zamanda, eski saatlerin restorasyonunu da üstlenerek, zamanın ve insanın yarattığı yıpranmalara karşı mücadele ediyor. “Yıllardır burada çalıştığım için, çoğu zaman müşteriyle bir dost gibi sohbet ediyorum. Onlardan gelen hikayeler de işimin bir parçası, onları dinlemek beni daha da motive ediyor,” şeklinde konuşuyor. Gelen ziyaretçiler, sadece saatlerini tamir ettirmekle kalmıyor, aynı zamanda geçmişe doğru nostaljik bir yolculuğa çıkıyor.
Eğer İstanbul’a yolunuz düşerse, Ali Çelik’in küçük ama büyülü dükkanını ziyaret etmeden geçmeyin. Orada, zamanın nasıl da akıp gittiğine tanıklık edecek, geçmişin izlerini en taze haliyle göreceksiniz. Kimi zaman bir saat ustasının anlattığı bir hatıra, kimi zaman da eski bir saatin içindeki mekanizmaların yeniden düzenlenmesi, insana sıradan bir günün bile ne kadar renkli olabileceğini hatırlatıyor. Zamanın nasıl akıp gittiğinin farkında olmadan, eski saatlerin zamanında yolculuk yapmaya ne dersiniz?
Ali Çelik dükkanında sunduğu hizmetlerle, geçmişin değerini korumaya ve yaşatmaya devam ediyor. Gelecek nesillere bu güzel zanaatı aktarmak için çabalarken, her tamir edilen saat geçmişle günümüz arasında bir köprü işlevi görüyor. Zamanın ne kadar değerli olduğunun farkına varmak, belki de bu süreçte yaşanan her bir hikayenin ardından geliyor. Ali usta, ustalığını ve sevgisini koyarak, zamanı ustalıkla işliyor ve hatırlatmaya devam ediyor.