Günümüzde sağlık tesislerine yönelik saldırılar, uluslararası hukuk ve temel insan hakları açısından ciddi endişelere yol açmaktadır. 2023 yılı içerisinde, İsrail'in Gaza Şeridi'nde bulunan El-Ehli Baptist Hastanesi’ni hedef alan hava saldırısı, tüm dünyanın dikkatini bu hassas konuya çekti. Özellikle sivil altyapının korunması gerektiği vurgusunun sürekli yapıldığı bir dönemde gerçekleşen bu saldırı, çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine ve yaralanmasına sebep oldu. Olay, hem bölgesel hem de uluslararası düzeyde güçlü bir tepkiyle karşılaştı.
El-Ehli Baptist Hastanesi, yıllardır hastalara sağlık hizmeti sunan köklü bir kurum olarak bilinirken, bu tür bir saldırının hedefi olmanın getirdiği korkunç gerçekliğiyle yüz yüze kaldı. Saldırı sırasında hastanedeki yoğun bakım üniteleri ve acil servis büyük zarar gördü. Barındırdığı hastaların sayısının yanı sıra, civardaki yerleşim alanları da hayatını kaybedenler ve yaralılarla doldu. Olayın hemen ardından yapılan açıklamalarda, İsrail ordusunun saldırı sırasında bölgedeki "terörist faaliyetlerini" hedef aldığı öne sürüldü. Ancak hastane yönetimi ve tanıklar, saldırının uluslararası hukuk kurallarını ihlal ederek sivil halkı hedef aldığını ifade ettiler.
Hava saldırısının ardından, dünya genelinden çeşitli insan hakları örgütleri ve ülkeler tarafından yapılan kınama açıklamaları, saldırının bir savaş suçu olduğu iddialarını güçlendirdi. Birleşmiş Milletler, bu tür saldırıların kesinlikle kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, yaşananların Birleşmiş Milletler Bildirgesi'ne aykırı olduğunu belirtti. Özellikle sivil sağlık hizmetleri arasında yer alan hastanelerin, herhangi bir çatışma ortamında korunması gereken alanlar olduğunu hatırlatan uluslararası kuruluşlar, bu tür eylemler karşısında ciddi önlemler alınması gerektiğine dikkat çektiler.
El-Ehli Baptist Hastanesi'nin yaşadığı bu trajik olay, Gaza'daki durumu daha da kötüleştirdi. Hastane, savaş koşulları altında bile mümkün olan en iyi sağlık hizmetini sunmayı amaçlayan bir kurum olarak faaliyet gösteriyordu. Bu tür saldırıların, sağlık sistemini çökertme ve insanları daha fazla mağdur etme riskini taşıdığı gerçeği, krizin ciddiyetini ortaya koymaktadır.
Hastanenin yetkilileri, saldırı sonrası günler geçtikçe, hem fiziksel olarak hem de psikolojik olarak yaralıların sayısının arttığını bildirdiler. Yaşanan bu dram, aynı zamanda sivil halkın temel sağlık hizmetlerine erişiminin ne denli hayati olduğunu bütün dünyaya gösterdi. Yalnızca yaralı sayısındaki artış değil, aynı zamanda acil sağlık hizmetlerine olan bağlılık da bu durumdan olumsuz şekilde etkilendi.
İsrail’in bu tür askeri eylemleri sürdükçe, bölgedeki insani kriz derinleşmeye devam ediyor. Başta çocuklar ve yaşlılar olmak üzere birçok sivil, bu çatışmanın ve saldırıların doğrudan mağduru haline geliyor. El-Ehli Baptist Hastanesi'nde yaşananlarla birlikte, Gaza'daki sivil halkın sağlık hizmetlerine ulaşma sıkıntısı, sadece bölgesel bir problem değil, aynı zamanda küresel bir insani krizdir. Bu durum, bütün dünya ülkelerinin dikkatle takip etmesi gereken bir meseledir.
Sonuç olarak, El-Ehli Baptist Hastanesi’ne düzenlenen hava saldırısı, savaş ve çatışma bölgelerinde sağlık tesislerinin korunması konusundaki tartışmaların yeniden alevlenmesine yol açtı. Tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşen bu olay, bölgedeki sivil kayıplar ve insani krizlerin bir an önce sona ermesi için küresel bir dayanışmanın gerekliliğini gözler önüne serdi. Sağlık alanında zarar gören tüm bu insanlar, bizim ortak insanlık sorumluluğumuzdur ve hayatta kalma mücadelesi vermektedirler.