Hatay, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile bilinen, Türkiye'nin güneyinde yer alan bir il. Bu bölgede yaşayan kadınlar, yüzyıllardır süregelen gelenekleri yaşatmanın yanı sıra, killi topraktan yaptıkları el yapımı eserlerle de dikkat çekiyor. Bu güzel coğrafyanın bereketli toprakları, sadece tarım için değil, aynı zamanda sanat için de bir kaynak sunuyor. Ancak, bu sanatın arkasında yatan emek ve özveri, çoğu zaman görmezden geliniyor. Kadınların killi toprak sanatında ne denli önemli bir yere sahip olduğunu, onları dinlediğimizde daha iyi anlıyoruz.
Hatay'da yaşayan kadınlar, killi toprak ile çalışmanın bir yaşam tarzı olduğunu ifade ediyorlar. “Bu iş, sadece bir meslek değil; aynı zamanda bir gelenek. Büyüklerimizden devraldığımız bu sanatı yaşatmak bizim görevimiz.” diyorlar. Kadınlar, sabahın erken saatlerinde işe koyuluyor, killi topraklarını hazırlayıp şekillendirmeye başlıyor. Her ne kadar zorlu bir süreç olsa da, elde ettikleri eserlerin her biri onların özünü ve yeteneklerini yansıtıyor. Yapılan çömlekler, süs eşyaları ve diğer el yapımı ürünler sadece birer nesne değil; aynı zamanda emek ve sevgi dolu hikayelerin taşıyıcısıdır.
Kadınlar, killi toprak ile çalışmanın ne denli yorucu bir iş olduğunu kabul ediyorlar. “Ellerimizdeki nasırlar, bu işin zorluğunu anlatıyor,” diyorlar. Ancak her bir eser ortaya çıkarken duydukları tatmin, tüm yorgunluğu unutturuyor. Profesyonel sanatçılar olmasalar da, keskin gözlem yetenekleri ve becerileri ile oldukça etkileyici ürünler ortaya çıkarıyorlar. El emeği göz nuru bularak hazırlanan eserler, Hatay'ın kültürel dokusunu yansıtıyor ve aynı zamanda bölgenin turizmine de katkı sağlıyor.
Son yıllarda killi toprak sanatına olan ilginin arttığını söyleyen kadınlar, özellikle genç neslin bu geleneği sürdürmek için daha fazla ilgi göstermesini umut ediyorlar. Sosyal medya platformlarında paylaştıkları eserler sayesinde, hem Hatay'ın kültürel değerlerini tanıtmış oluyorlar hem de kendi işlerine olan talebi artırmanın mutluluğunu yaşıyorlar. Atölyelerde bu sanatı öğrenmek isteyen gençler ile birlikte, killi toprakla ilgili daha birçok insanın dikkatini çekmek mümkün hale geliyor.
Hatay'daki bu kadınlar, sadece kendileri için değil, aynı zamanda bölgenin sosyal ve ekonomik gelişimine de katkıda bulunuyorlar. Kendi işlerini kurarken, diğer kadınlara da ilham kaynağı olmanın yanında, toplumsal cinsiyet eşitliği konularında farkındalık yaratıyorlar. Elde ettikleri gelirin yanı sıra, kimliklerini ve kültürlerini yaşatma çabaları, bu destanı daha da önemli kılıyor.
Hatay ve bu bölgedeki kadınların killi toprakla olan ilişkisini daha iyi anlamak için bu sanata daha fazla ilgi duymamız gerektiğini düşünüyorum. Geçmişle bugün arasında köprüler kurarak, kültürel mirasımızı yaşatmanın yanı sıra, gelecek nesillere daha zengin bir bırakma fırsatını yakalayabiliriz. Her bir kadın, killi toprak ile bir şeyler yaratarak sadece kendine değil, tüm topluma bir şeyler katmakta. Onların hikayeleri, bu zorlu ama bir o kadar da keyifli yolculuğun kaçınılmaz bir parçası.
Sonuç olarak, Hatay'daki kadınların killi topraktan oluşturdukları eserler, bölgenin kültürüne dinamik bir katkı sağlarken, aynı zamanda günümüz dünyasında yaşanan kadın emeğinin önemini de gözler önüne seriyor. Bu geleneksel sanatın yaşatılması, gelecek nesillere aktarılması gereken bir değer. Bu nedenle, her birimizin yapması gereken, onları desteklemek ve bu sanat dalının daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak. Böylelikle, Hatay'ın killi toprak sanatına ve orada emek veren kadınlara duyduğumuz saygıyı gösterebiliriz.