Gün geçmiyor ki, Türkiye'nin güvenlik birimlerinde FETÖ ile mücadele kapsamında yeni operasyonlar gerçekleşmesin. Son dönemde, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisinde yürütülen soruşturmalar, FETÖ'nün “mahrem abileri” ve diğer bağlantılarına odaklanarak önemli gelişmelere yol açtı. Bu bağlamda, üst düzey rütbeli askeri personelden sivil memurlara kadar pek çok kişi gözaltına alındı. Bu makalede, son operasyonların detaylarına, tarihi geçmişine ve toplum üzerindeki etkilerine yer vereceğiz.
Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ), Türkiye'nin çeşitli kurumlarına sızarak uzun yıllar boyunca devletin işleyişine etki etti. Emniyet Genel Müdürlüğü, örgütün en fazla yerleştiği kurumlardan biri olarak öne çıkmaktadır. Operasyonlar, özellikle 2016’daki darbe girişimi sonrasında hız kazanmış ve FETÖ’nün yapısının deşifre edilmesi için kapsamlı adımlar atılmıştır. Emniyette, hâlâ aktif olduğu düşünülen unsurların tespit edilmesi amacıyla gerçekleştiren operasyonlar sayesinde birçok gizli bağlantı gün yüzüne çıkmış durumda. Bu süreçte, “mahrem imamlar” ya da “mahrem abiler” olarak bilinen yapı içerisindeki kişiler üzerine odaklanılmakta.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nde de benzer bir durum söz konusu. FETÖ'nün askeri yapılanması, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından TSK'ya karşı yapılan operasyonlarla ciddi darbe almış olsa da, örgütün hâlâ bazı unsurları varlığını sürdürmektedir. Son günlerde gerçekleştirilen FETÖ bağlantılı operasyonlarda, subaylardan astsubaylara kadar pek çok askeri personel gözaltına alındı. Yapılan incelemeler, bu kişilerin FETÖ'nün gizli iletişim yöntemlerini nasıl kullandıkları ve sızma faaliyetlerine nasıl katkı sağladıkları üzerine yoğunlaşıyor.
Devletin, bu operasyonlar aracılığıyla hem güvenlik birimlerinin temizlenmesini sağlayacağına hem de kamuoyuna FETÖ ile mücadelenin sürdüğünü göstereceğine dair genel bir algı söz konusu. Ayrıca, bu süreçte toplumda oluşturulan güven duygusu, gelecekteki operasyonların da daha geniş bir katılımla yapılabileceğini gösteriyor. Yapılan gözaltılar ve alınan önlemler, FETÖ'nün deşifre edilmesi ve yeni yapılanmalarının önüne geçilmesi açısından kritik öneme sahip.
Bu operasyonda gözaltına alınan kişilerin sayısının artması ve yapılan işlemlerin kapsamının genişlemesi, Türkiye’nin FETÖ ile olan mücadele kararlılığını bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle, üst düzey askeri personelle sivil memurların bir arada gözaltına alınması, FETÖ’nün sızma adı altında devletin çeşitli kademelerine yerleştiği gerçeğini bir kez daha hatırlatmaktadır. Türkiye, FETÖ ile mücadelesini sürdürdüğü sürece bu tip operasyonların artarak devam etmesi bekleniyor.
Süreç içerisinde, hem hukukî hem de sistematik olarak FETÖ’nün güç kaybedeceği ve ileride daha az etkili olacağı tahmin edilmektedir. Emniyet ve TSK gibi kritik alanlarda yapılan bu operasyonlar, sadece mevcut tehditleri ortadan kaldırmakla kalmayıp, gelecekte benzer tehditlerin önlenmesi açısından da büyük bir önem arz etmektedir.
Sonuç olarak, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki FETÖ operasyonları, Türkiye’nin kararlı bir şekilde bu terör örgütüyle nasıl mücadele ettiğinin bir göstergesidir. Gözaltı sayılarındaki artış ve yapılan operasyonlar, hem toplumda güvenliğin yeniden tesis edilmesine hem de devletin temel görevlerini sağlıklı bir şekilde icra edebilmesine katkı sağlamaktadır. FETÖ ile mücadelede atılan adımlar ve gelişmeler, ilerleyen zamanlarda da devam edecek gibi duruyor ve bu da toplumda umut ışığı olarak değerlendiriliyor.